Tüm Yönleriyle Biyokütle Enerji 9. Bölüm

18.09.2024 03:29
Tüm Yönleriyle Biyokütle Enerji 9. Bölüm
Editör: Haber Merkezi

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Dayıoğlu, biyokütle enerji çevre dostu bir enerji türü olarak bilindiğini anlatmasıyla başladığımız ‘akademik görüşe’, Dr. Metin Aydın’ın verdiği bir röportaj da destek veriyor.

Biyokütle enerji “yenilebilir enerji” olarak da tanımlanmaktadır. Bu enerjini kaynağı, tamamen doğal malzemelerdir. Örneğin kurumuş bitki atıkları, odun, tarım ürünlerinden elde edilen kalıntılar, biyokütle enerjinin kaynağıdır. Hatta evsel olarak tanımlanan çöplerden dahi biyokütle enerji elde edilebilmektedir.

Yeni nesil enerji olan biyokütle enerji birçok yönden avantajları sağlamaktadır. Buna göre;

• Uygun fiyatlı enerji üretimi sağlanır.
• Enerji kaynağı olan doğal maddelerin bitme riski yoktur. Sürekli enerji üretimi sağlar.
• Asit yağmuru oluşumuna kesinlikle neden olmaz.
• Üretildiği ve kullanıldığı alanlarda daha temiz bir çevre elde edilir.

TAMAMI TARIM ATIĞI ÜRÜNLERDEN YAKIT
Tamamen doğal olan bu ürünler, güçlü bir enerji kaynağına dönüştürülmektedir. Dolayısıyla biyokütle enerji, zannedildiği gibi çevreye zarar vermemektedir. Bu enerjinin tarıma zararı yoktur ifadesi kesinlikle doğru ve tartışılmaz bir bilgidir. Hatta bu enerjinin kullanımının çevresel hiçbir zararı olmadığından doğa ve çevre adına faydalı olduğundan bahsedilebilir.

Dünya gazetesinde çalıştığım yıllardaki patronun Rahmetli Nezih Demirkent, ‘’Türk insanı üretmeyi öğrenmeden çevreciliği öğrenmeye kalktı’’ demişti.

Şaşırmıştım açıkçası.

Çevre bilinci çok güçlü bir gazeteciydi rahmetli.
Biraz da üzerime alınmıştım galiba.

Çünkü kendimi de çevreci olarak tanımlar, o sınıfa sokarım zira.
Yazılarımı takip edenler, Samsun’da kirli yatırımlara karşı gösterdiğimiz tepkileri bilecektir.

Rahmetli patronum ironi yapıyordu aslında.

Hani, ‘’Çarşı her şeye karşı’’ metaforundaki gibi, toptancı bir anlayışla, ‘İyi veya kötü- yararlı veya zararlı’ ayrımı yapmadan her şeye karşı olanlara göndermede bulunuyordu.

Bu benzetmeyi yaparken Çarşı’nın hakkını da yemek istemem.
Toplum bilincini genç kuşaklara aşılayan önemli bir yapı olarak bilir ve ilgiyle takip ederim.

Demem o ki;
Santral mi?
Kötüdür.
Ve zararlıdır.
İlk tepkimiz bu olur.

Şimdilerde “biz santrale karşı değiliz, kuruluğu yer yanlış’” deniliyor ya.
İtiraf etmeliyim ki; ben de öyle düşünmüştüm.
Ve daime ‘’Neden ovaya kuruyorsunuz?’’ diye soruyor, yazılarımı öyle kurguluyordum.

Ve fakat
Küçük bir araştırma yaptığımda, biyokütle enerji santrallerinin her yerde tarım arazilerinin çevresinde kurulduğunu gördüm.

Dünkü yazıda bilim insanı Dr. Mehmet Dayıoğlu’nun biyokütle enerji santrallerinin çevreye zararından faydası olduğuna dair görüşlerine yer vermiştik.

Almanca öğretmenliğinden emekli olmasının yanı sıra, bir dönem adli mütercimlik de yapmış olan köşe komşum Mehmet Aksoy, Almanca yayınları taradığında, biyokütle enerji santrallerinin çevreye zararı olduğuna dair bir yayına ve görüşe rastlamadığını söylüyor.

Üç biyokütle enerji santralinin bulunduğu Aydın’da eski Sağlık Müdürü olan Dr. Metin Aydın da, yayınlanan Ses gazetesindeki makalesinde, atmosfere saldığı karbondioksit oranı bakımından sıfır karbon değerine sahip bir enerji kaynağı olduğunu söylediği biyokütle enerji santralleri için, “Çevreye uyumlu, fosil yakıtlara ihtiyaç duymayan ve bu santrallerin olduğu bölgelerde tarımda verimin artığını ileri sürüyor.

Biyokütle enerjisi, biyokütle atıklarının yakılarak veya farklı işlemlerden geçirilerek kullanılması sonucunda elde edilen enerji çeşidi olduğunu iddia eden eski Sağlık Müdürü Dr. Metin Aydın, gerek ülkemizdeki santraller ve gerekse dünyadaki örneklerine baktığımızda, biyokütle enerji santrallerinin yakın çevrelerindeki tarım alanlarından daha fazla verim alındığını görmenin mümkün olduğunu belirtiyor.
Biyokütle enerjisi, biyokütle atıklarının yakılarak veya farklı işlemlerden geçirilerek kullanılması sonucunda elde edilen enerji çeşidi olduğunu ileri süren Dr. Aydın, şöyle devam ediyor:

BİTKİ ÖRTÜSÜNE YARARI VAR
Biyokütle enerjisi alternatif enerji kaynakları içerisinde büyük bir potansiyele sahip olup, rüzgar ve güneş gibi kesintili değil, sürekli enerji sağlayabilen bir kaynaktır.
Spesifik özelliklere sahip biyokütle enerjisi küresel iklim değişikliği ve sera gazı salınımlarının azaltılmasında etkili olmaktadır. Yanma reaksiyonu sonucu ortaya çıkan CO2 gazı yenilenen bitki örtüsü tarafından geri emildiğinden doğada mevcut olan karbon döngüsü sistemi dengede kalabilmektedir. Bu açıdan biyokütle enerjisi alternatif ve temiz bir enerji kaynağı sayılmaktadır.

KOLAY DEPOLANABİLİYOR
“Biyokütle enerjisinin kolay depolanabilir olması nedeniyle diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha avantajıdır’’ görüşünü savunan ve biyokütle enerjisini, klasik ve modern anlamda olmak üzere iki grupta ele almanın mümkün olduğunu dile getiren Dr. Metin Aydın daha sonra, şu görüşlere yer veriyor:

Birincisi, geleneksel ormanlardan elde edilen yakacak odun ve yine yakacak olarak kullanılan bitki ve hayvan atıklarıdır. İkincisi ise, yani modern biyokütle enerjisi ise; enerji ormancılığı ve orman – ağaç endüstrisi atıkları, tarım kesimindeki bitkisel atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.

ÇOĞUNLUKLA ORMAN ATIĞI YAKILIR
Çoğunlukla biyokütle odun ve odun atıklarından yüzde 64, kentsel katı atıklardan yüzde 24, tarımsal atıklardan yüzde 5 ve atık gazlardan yüzde 5 üretilir. Biyokütle enerjisi atıkların yakılması veya çeşitli proseslere sokulması ile elektrik veya ısı formunda elde edilir.

FOSİL YAKIT KULLANILMAZ
Fosil yakıtlar birer biyokütle kaynağı değildir. Biyokütle kaynaklarının yakıldığında yarattıkları CO2 salınımı fosil yakıtlara göre önemsenmeyecek ve yeni canlıların büyümesiyle var olan ekolojik döngünün absorbe edebileceği miktarlardadır.
Şehirler için yok edilmesi büyük sorun olan çöplerden enerji kaynağı olarak yararlanmak mümkündür. Bu amaçla özellikle gelişmiş ülkelerde ve Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde, çöpten elektrik enerjisi üreten termik santraller kurulmuştur.

DÜNYADA HIZLA ARTIYOR
Dünyada biyoyakıt kullanımı hızla artmaktadır. Dünya genelindeki biyokütle kaynaklarının yüzde 80’ni konutlarda, yüzde 18’i endüstride, yüzde 2’lik kısmı ulaşım sektöründe kullanılmaktadır. 2050 yılında dünyada biyoenerji üretiminin bugünkü üretimin 3 katına çıkması öngörülmektedir. Bu bağlamda biyokütle enerjisinin dünya elektrik üretiminin yüzde 7,5’ni, ulaşımda kullanılan yakıtın yüzde 27’sini karşılama potansiyeline sahip olabileceği tahmin edilmektedir.

PETROLE BAĞIMLILIĞI AZALTIR
Biyoyakıt kullanımının faydaları ise şöyledir:

Petrol ithalatının azalmasını sağlar, sürdürülebilir enerjiye destek olur, enerji tarımının gelişmesini sağlar.

Kırsal kesimin sosyo-ekonomik yapısının iyileşmesini sağlar, yerel iş imkanı yaratır ve imalat sanayinin gelişmesine katkıda bulunur.

Doğal enerji kaynaklarının ve çevrenin korunmasını sağlar.
Biyodizel yağlayıcı özelliğinden dolayı motoru korur, yüksek parlama noktası sıcaklığına sahip olduğu için kullanımı-taşınımı ve depolanması güvenli bir yakıt olarak, dizelin depolanma koşullarında depolanabilir ve dizele göre daha temiz yanar.
Biyokütlenin bölgesel ve modern işletilmesi ile özellikle enerji hatlarından uzak bölgelerde, kendi kendine yeterli enerji sağlayan bölgeler yaratmak olanaklıdır.
Birçok ülke bugün kendi ekolojik koşullarına göre en uygun ve en ekonomik tarımsal ürünlerden alternatif enerji kaynağı sağlamaktadır. Türkiye’de bu potansiyele, ekolojik yapıya sahip ülkeler arasındadır.

Türkiye biyokütle materyal üretimi açısından, güneşlenme ve alan kullanılabilirliği, su kaynakları, iklim koşulları gibi özellikleri uygun olan ülkelerdendir.

ÇEVREYE UYUMLU ENERJİ KAYNAĞI
Biyokütle enerjisi, genel anlamda çevreye uyumlu bir enerji kaynağı olmakla birlikte, kullanılan biyokütle türüne göre bazı çevresel etkiler yaratabilmektedir.Enerji ormancılığının yüksek düzeydeki hedefleri, orman ekosisteminin kendini kısa vadede yenileyemeyerek önemli ölçüde tahrip olmasına sebebiyet verebilir. Çok sayıda ağacın kesimi ve yerine enerji üretimine uygun ağaçların dikimi, ekosistemdeki canlı kütle çeşitliliğinin azalmasına ve tabiatın doğal dengesinin bozulmasına yol açabilir.

Teorik olarak biyokütle enerji, 2050 yılındaki küresel enerji ihtiyacını karşılayabilecek potansiyele sahiptir.

BİYOKÜTLE ÇEVREYE UYUMLU SANTRALLER
Aydın’da eski Sağlık Müdürü olan Dr. Metin Aydın , “Çevreye uyumlu, fosil yakıtlara ihtiyaç duymayan ve bu santrallerin olduğu bölgelerde tarımda verimin artığını ileri sürüyor.

TÜKENMEYEN YAKIT
Biyokütle enerjisi alternatif enerji kaynakları içerisinde büyük bir potansiyele sahip olup, rüzgar ve güneş gibi kesintili değil, sürekli enerji sağlayabilen bir kaynaktır.
Türkiye biyokütle materyal üretimi açısından, güneşlenme ve alan kullanılabilirliği, su kaynakları, iklim koşulları gibi özellikleri uygun olan ülkelerdendir.

KIRSAL KALKINMAYA KATKILARI ÇOKTUR
Biyokütle enerji tarımsal atıkları kullandığından petrol ithalatının azalmasını sağlar, sürdürülebilir enerjiye destek olur, enerji tarımının gelişmesini sağlar. Kırsal kesimin sosyo-ekonomik yapısının iyileşmesini sağlar, yerel iş imkanı yaratır ve imalat sanayinin gelişmesine katkıda bulunur.

GELECEĞİN DOSTU BİYOKÜTLE ENERJİSİ
Global çapta insan nüfusu arttıkça enerjiye olan ihtiyaç da aynı oranda artış göstermeye devam ediyor. Bu da günümüz dünyasının en önemli problemleri arasında gelmektedir. Enerji ihtiyacını en iyi şekilde karşılamak ve bunu gerçekleştirirken, gelecek nesillere yaşanabilir bir hayat bırakmak en önemli unsur olmalıdır.

Bu sebepten dolayı doğa dostu ve yenilenebilir enerji kaynakları, her geçen zaman biraz daha artış gösteriyor. Kullanılacak olan temiz enerji kaynakları, insanlık için sağlıklı bir yaşam sunarken, enerji ihtiyacının ortadan kaldırılmasına imkan tanımaktadır. Özellikle en çevreci enerji kaynakları arasında çevre dostu biyokütle, fosil yakıtlara karşı önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Etiketler:

Yorumlar (0 yorum)

Henüz bu içerik için yorum yapılmamış.