Samsun'da Sağlık Hizmetlerinde "En İyi" Yanılgısı: Etik ve Reklam Üzerine Bir Eleştiri

Son zamanlarda Samsun'da, bazı sağlık kuruluşlarının ve özel muayenehanelerin, pazar yerindeki sebzeci ve manavların ürünlerini övmesi gibi, kendi hizmetlerini "en iyi" veya "en kaliteli" olarak tanıtma eğiliminde olduğuna şahit oluyoruz. Bu ifadeler, belki domates veya biber satarken göz ardı edilebilir; ancak sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda, durum ciddi etik sorunlara gebe. Türkiye'de hekimlik meslek etiği kuralları açıkça belirtiyor: "Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez." Bu kurallar, Samsun'daki hekimlerin ve sağlık kuruluşlarının, hizmetlerini pazarlamak amacıyla yanıltıcı ve abartılı ifadeler kullanmalarını kesin bir dille yasaklar. Nitekim bu kural, sadece hekimlerin değil, tüm sağlık profesyonellerinin hastaları yanıltıcı, paniğe düşürücü veya yanlış yönlendirici bilgiler sunmaktan kaçınmalarını gerektirir. Bu yasakların temelinde yatan sebep basit: Sağlık hizmetleri, bir pazar malı gibi serbestçe övülemez. Çünkü bu tür ifadeler, hastaların seçimlerini bilimsel olmayan kriterlere göre yapmalarına yol açabilir. Samsun'daki hekim seçiminde hastaların kararlarını, gerçek dışı veya kanıtlanmamış iddialar değil, profesyonellerin yetkinlikleri ve bilimsel kanıtlar yönlendirmelidir. Peki, Samsun'daki sağlık sektöründeki bu tür reklamlar ne gibi zararlar verebilir? İlk olarak, "en iyi hekim" veya "en etkili tedavi" gibi ifadeler, gerçek dışı beklentiler yaratır ve hastaların karar verme süreçlerini çarpıtabilir. Ayrıca, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açabilir, bazı hekimleri veya klinikleri gereksiz yere öne çıkarırken, diğerlerinin göz ardı edilmesine neden olabilir. Sağlık hizmetleri alanında etik, sadece tedavi yöntemleri ve hasta ilişkileri ile sınırlı değildir; aynı zamanda nasıl iletişim kurduğumuz ve hizmetlerimizi nasıl sunduğumuzla da yakından ilgilidir. Samsun olarak, sağlık hizmetlerini sunarken ve tanıtırken dürüstlük, şeffaflık ve bilimsel doğruluk gibi temel değerlere bağlı kalmalıyız. Sonuç olarak, Samsun'daki sağlık sektöründe "en iyi" veya "en kaliteli" gibi ifadelerle yapılan reklamlar, sadece etik dışı değil, aynı zamanda toplum sağlığı için potansiyel olarak zararlıdır. Sağlık hizmetlerinin doğru bir şekilde anlaşılması ve değerlendirilmesi için, bilgi ve iletişimde doğruluk ve saydamlık esas alınmalıdır. Bu, hem hekimlerin hem de hastaların çıkarına olacaktır. Selahattin ÇEKİÇ