Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Yanılgılar, Zorluklar ve Çözüm Yolları

23.09.2024
Umut Ulusoy Umut Ulusoy

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), modern çağın en yaygın görülen çocukluk dönemi rahatsızlıklarından biridir. Çoğu zaman yalnızca hiperaktiviteyle özdeşleştirilen bu durum, aslında dikkat, odaklanma ve dürtü kontrolüyle ilgili karmaşık bir bozukluktur. DEHB’li çocuklar, genellikle enerjik, aceleci ve odaklanma güçlüğü yaşayan bireyler olarak tanınır. Ancak bu tablo, toplumda çoğunlukla yanlış anlaşılır ve bu çocuklar "yaramaz" ya da "disiplinsiz" olarak etiketlenir. Oysa ki dikkat eksikliği ve hiperaktivite, bir disiplin sorunu değil, beyindeki kimyasal dengesizliklerin sebep olduğu bir nörogelişimsel bozukluktur.

DEHB, çocukluk çağında kendini gösterir ve genellikle okul döneminde daha fazla dikkati çeker. Çünkü bu bozukluğa sahip çocuklar, derslere konsantre olmakta zorlanır, ödev yaparken sık sık dikkatleri dağılır ve sınıfta sakin oturmakta güçlük çekerler. Sürekli hareket halinde olma ihtiyacı, yerinde duramama ve bazen kontrolsüz patlamalar, öğretmenler ve ebeveynler için büyük bir zorluk oluşturur. Bu çocuklar sıklıkla akranlarından farklı hareket eder ve genelde bu fark yanlış yorumlanarak olumsuz davranış olarak değerlendirilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivitenin Belirtileri DEHB, genel anlamda iki temel başlık altında incelenir: dikkat eksikliği ve hiperaktivite-impulsivite (dürtüsellik). Her çocukta bu belirtilerin şiddeti farklılık gösterebilir, ancak yaygın olarak görülen bazı işaretler şunlardır:

Dikkat Eksikliği: Çocuklar, uzun süre bir işe odaklanmakta zorlanır. Ödev yaparken sık sık başka şeylerle ilgilenirler, verilen talimatları tam olarak takip edemezler ve görevlerini tamamlamadan bırakma eğilimindedirler. Genellikle derslerde hayallere dalar ya da konu dışı şeylere odaklanırlar.

Hiperaktivite: Hiperaktif çocuklar sürekli hareket halindedir. Sınıf ortamında oturmakta zorlanır, sürekli kıpırdanır ve genelde sabırsız davranışlar sergilerler. Koşma, zıplama, yerinde duramama gibi hareketlerle enerjilerini dışa vururlar.

Dürtüsellik: Bu çocuklar, genellikle düşünmeden hareket ederler. Bir soruyu tam dinlemeden cevap vermeye çalışırlar, başkalarının sırasını beklemede güçlük çekerler ve sabırsızlıklarıyla dikkat çekerler. Bu durum hem sosyal ilişkilerini etkiler hem de günlük yaşamlarını zorlaştırır.

DEHB’li Çocukların Karşılaştığı Zorluklar DEHB, çocuğun yalnızca akademik başarısını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda sosyal ve duygusal yaşamını da derinden etkileyebilir. Arkadaşlık ilişkilerinde sorunlar yaşayan DEHB’li çocuklar, genellikle dışlanma ya da yanlış anlaşılma riskiyle karşı karşıya kalır. Bu çocuklar, impulsif davranışları nedeniyle akranlarıyla uyum sağlamakta zorlanabilir ve sıklıkla kendilerini yanlış ifade ederler. Bu durum, özgüvenlerinin düşmesine ve ilerleyen yaşlarda kaygı ve depresyon gibi ek psikolojik sorunlara yol açabilir.

Aile içi ilişkiler de bu süreçten olumsuz etkilenebilir. DEHB’li bir çocuğa sahip aileler, genellikle sabırlı olmakta zorlanır ve çocuklarının davranışlarını anlamakta güçlük çekerler. Bu durum hem ebeveynler hem de çocuk için stresli bir yaşam döngüsü yaratabilir.

DEHB Konusunda Yanılgılar Toplumda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu hakkında birçok yanlış inanış mevcuttur. En yaygın yanılgılardan biri, bu çocukların yalnızca "ilgi çekmek" amacıyla hareket ettikleridir. Oysa ki bu davranışlar, tamamen istem dışı ve kontrolsüzdür. Aynı şekilde, bu çocukların yeterince disipline edilmediği ya da ebeveynlerin çocuklarını "şımarttığı" yönündeki düşünceler de yanlıştır. DEHB, bireyin sinir sistemiyle ilgili bir durumdur ve sadece disiplin ya da kurallarla kontrol altına alınamaz.

Bir diğer yanılgı ise, DEHB’nin yalnızca çocukluk çağında görülüp büyüdükçe kaybolacağı inancıdır. Oysa DEHB, yetişkinlik dönemine de taşınabilen bir bozukluktur. Yetişkinlikte de dikkat eksikliği ve dürtüsellik sorunları devam edebilir, bu da iş hayatı, sosyal ilişkiler ve kişisel yaşamda ciddi problemlere yol açabilir. Ancak doğru tedavi ve destekle bu durum yönetilebilir hale gelir.

Tedavi ve Destek Yolları Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tedavisi, çocuğun ve ailenin yaşam kalitesini artırmak için hayati önem taşır. DEHB tedavisinde genellikle çok yönlü bir yaklaşım benimsenir. İlaç tedavisi, çocukların beyinsel işlevlerini düzenlemeye yardımcı olabilirken, davranışsal terapiler ve aile danışmanlığı da çocuğun ve ailenin bu durumu daha iyi yönetmesine katkı sağlar.

Eğitim desteği de bu sürecin önemli bir parçasıdır. DEHB’li çocukların eğitim hayatlarında daha başarılı olabilmeleri için öğretmenlerin de bu konuda bilinçli olması gereklidir. Eğitim kurumlarında yapılan özel düzenlemeler, bu çocukların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına olanak tanıyabilir.

Sonuç olarak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, doğru yaklaşımla yönetilebilecek bir rahatsızlıktır. Çocukların farklılıklarını kabul etmek, onların güçlü yönlerini keşfetmek ve enerjilerini doğru kanallara yönlendirmek, toplumsal bilinçle mümkün olabilir. Her çocuğun benzersiz bir potansiyeli olduğunu unutmadan, DEHB'li bireylerin de sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeleri için gerekli adımlar atılmalıdır. Unutmayalım ki, her çocuk bir cevherdir ve doğru destekle parlayabilir.