Köfteci Yusuf'tan Helal Sertifikalı Domuz Eti..!

10.10.2024
Selahattin ÇEKİÇ Selahattin ÇEKİÇ

Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan ve büyük yankı uyandıran bir skandal, hepimize şunu sordurttu: Domuz eti helal olur mu? Helal sertifika adı altında insanlara domuz eti yediren bir firmanın, güvenimizi nasıl bu kadar suistimal edebildiği büyük bir sorudur. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı taklit ve tağşiş listesinde yer alan ürünler, vatandaşın inancıyla nasıl oynandığını gözler önüne serdi.

Köfteci Yusuf’un isminin geçtiği bu skandal, sadece gıda güvenliği değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküşü de işaret ediyor. Bu ülkenin insanları olarak, gıdalarımıza helal ve temiz olduğuna inanarak güvenmek istiyoruz. Ancak görüyoruz ki, bu güven duygusu fütursuzca hiçe sayılmış. Helal sertifika, bir firmanın ürünlerini pazarlamak için kullandığı basit bir reklam aracı değildir; bu, insanlar için kutsal ve inançlarına dayanan bir vaattir.

Şubat ve Mart ayı raporlarına göre, ünlü firmanın dana eti döneri ve pişmiş köftesinde domuz eti tespit edildi. Bu ürünlerin üstelik "helal sertifikalı" olarak sunulmuş olması, adeta bir aldatmaca ve halkın inançlarıyla oynanan bir oyundur. Gıda ürünlerindeki sahtekârlık, yalnızca tüketiciyi maddi olarak zarara uğratmakla kalmıyor; bu durum, toplumun güvenini, inançlarını ve sağlığını da derinden etkiliyor.

Halkımıza yedirilen bu domuz etinin, bakanlık listesinde yer almasına rağmen firmanın adını açıklamamak için mahkemeye başvurduğu, yürütmeyi durdurma kararı almaya çalıştığı iddia ediliyor. Eğer bu doğruysa, bu girişimler sadece firmanın hatasını gizlemeye çalışmasından başka bir şey değildir. Adaletin yerini bulması ve halkın doğru bilgiyi alması için bu tür girişimlerin önüne geçilmeli, hukukun üstünlüğü sağlanmalıdır.

Bir diğer yanda, firmanın web sitesinde yer alan açıklamalar ise oldukça ironik. Yüksek standartlarda üretim, izlenebilirlik, veteriner denetimi, helal kesim gibi ifadelerle süslenen bu açıklamalar, yapılan ihlalin boyutunu gizlemeye yetmez. Helal sertifika, sadece bir kağıt parçası değil, inancımıza dayalı bir güvencedir. Bu güvencenin bu denli ihlal edilmesi, tüm denetim mekanizmalarının daha sıkı bir şekilde çalışmasını zorunlu kılmaktadır.

Bu yapılanların cezasız kalmaması gerekiyor. İnsanların inançlarına ve sağlığına karşı böylesine büyük bir ihanetin cezasız bırakılması, bu tür skandalların tekrarlanmasının önünü açacaktır. Vatandaş olarak, sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşma hakkımızı savunmak zorundayız. Bu tip sahtekârlıkların karşısında daha güçlü durmalı, sorumluların cezalandırılmasını talep etmeliyiz.

Domuz eti helal olur mu sorusunun cevabı nettir: Olmaz. Ama bu skandal bize bir kez daha gösterdi ki, helal etiketi taşıyan her ürün ne yazık ki helal değildir. Gıda güvenliğimize sahip çıkmak ve denetimlerin sıkı tutulması adına sesimizi yükseltmek, herkesin sorumluluğudur.